Tarih:2021-08-10 / Hit:1529

Prof. Dr. Mustafa Alican’ın kaleme aldığı “Malazgirt Günlükleri” zaferin 950. yıldönümünde okurla buluştu. Ketebe Tarih Serisi’nden çıkan kitap, geçmişin dehlizlerinde Malazgirt Zaferi’nin izini sürerken, Mustafa Alican’ın da arasında yer aldığı bir grup bilim insanının günümüzde yaptığı keşifleri anlatıyor. Edebi yönü baskın olan metin, günlükten tarih anlatısına, geçmişten geleceğe, gündelik yaşamdan Anadolu’nun değerlerine pek çok farklı tür ve bilgiyi ihtiva ediyor.

Prof. Dr. Mustafa Alican, akademik kariyerini Selçuklular ve İslami Ortaçağ üzerine kurmuş bir tarihçi. Alican, Muş Alparslan Üniversitesi Selçuklu ve Malazgirt Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (SEMAM) de kurucu müdürü. Alican daha önce Ketebe Yayınları’ndan çıkan “İslam Tarihine Düşen Cemre / Selçuklular” kitabını yazdı ve Bahattin Çatma ile birlikte “Kayıp Ülkenin İzinde / Anadolucu Mütefekkirlerin Dünyası”nı hazırladı. Yazarın Selçuklular ve Alparslan üzerine pek çok eseri de önceki yıllarda okurla buluştu.

Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi ile ilgili oldukça yetkin bir isim olan Prof. Dr. Mustafa Alican, şimdi de tarihî zaferin 950. yıldönümünde “Malazgirt Günlükleri” ile okurun karşısında. Kitap, Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı yeri tespit etmek isteyen bir grup akademisyenin keşif sürecini tüm detaylarıyla anlatırken, bu keşfin yazarın hayatındaki yansımalarını da içeriyor. 2019 ile 2021 yılları arasında gerçekleşen olayların anlatıldığı günlükleri teorik bilgilerle dolu bir tarih anlatısı olmaktan çıkaran Alican, edebiyatın imkanlarını sonuna kadar kullanmış.

Prof. Dr. Mustafa Alican günlüklerde Malazgirt Projesi’yle ilgili haberi aldığındaki duygularını şöyle anlatıyor: “Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun değişik yerlerinde alan çalışmaları yapan ortaçağ araştırmacılarının hayalini süsleyen, dağ bayır dolaşıp Sultan Alparslan’ın, Süleyman Şah’ın, Kılıçarslan’ın, İbn Havkal’ın sözünü ettiği yolun, İbnü’l-Esîr’in işaret ettiği minarenin, Nâsır-ı Hüsrev’in bahsettiği çeşmenin, Evliya Çelebi’nin tasvir ettiği köprünün ya da Matrakçı Nasuh’un resmettiği hanın izlerini süren tarih yolcularının değişmez sohbet konularından biri olan bir rüyanın gerçekleşmek üzere olduğuna ilişkin emare, beni heyecanlandırmıştı.”

Heyecanını kitap boyunca kaybetmeyen yazarla birlikte kimi zaman bir hikâyenin içinde yolculuk yapıyor, kimi zaman da tarihin tozlu sayfalarında yer alan pek çok detaya hâkim oluyorsunuz. Malazgirt ve Ahlat’ta akademisyenler ve arkeologlarla kazılara katılıyor, bulunan tarihî mirasın anlamlarını öğreniyorsunuz. Bölgenin zorlu iklim koşullarını ve pandemi sürecinde hayata geçirilen projenin detaylarını sayfalar boyu okuyarak Alparslan ve ordusunun geçtiği yollardan geçiyor, kurdukları çadırlarda konaklıyor, savaş meydanında onlarla birlikte kılıç sallıyorsunuz.

Geçmişten günümüze uzanan bu keşif süreci bugünle de sınırlı kalmayarak yazarın sıra dışı kurgusuyla geleceğe taşınıyor. Okur kitabın “Malazgirt Günlükleri’ne Zeyl” başlığını taşıyan son bölümünde 2071’e ışınlanarak zaferin bininci yıldönümünden bugüne bakma fırsatını da yakalıyor!

Klasik bir tarih anlatısının ötesine geçen “Malazgirt Günlükleri”, Türklerin yüz yıllardır vatanı olan Anadolu’ya geliş sürecini anlamak ve öğrenmek için ideal bir eser.

https://www.ketebe.com/malazgirt-gunlukleri